Cilt Gençleştirme
Anti-aging / Kırışıklık Tedavisi / Botox
ESTETİK DERMATOLOJİ keyboard_arrow_down
1-Peeling (Cilt Soyma)
Cilt soyma olarak tanımlanan peeling, çeşitli yöntemlerle derinin yüzeysel ya da derin soyulmasıyla uygulanıyor. Deri yüzeyindeki hasarlı tabaka canlandırılıyor. Yaşlanma derecelerine göre 3 tür peeling yapılıyor:
Soft Peeling: Meyve asitleri kullanılarak uygulanıyor.20-30 dakika süren bu yöntemden sonra kişi işine dönebiliyor, sosyal hayatına devam edebiliyor. Öğlen arasında yaptırılabilecek soft peeling ile yalnızca kırışıklıklar değil leke ve sivilce izleri de tedavi edilebiliyor. Önceleri sık olan seans aralarının daha sonra ayda bir olması yeterli.
Kimyasal Peeling: Daha derin kırışıklıklar ve ağır cilt sorunlarında kimyasal maddeler uygulanıyor.
Spot Peeling: Son yılların gözde peeling uygulaması spot peeling, tek seans uygulanıyor ve hızla sonuç veriyor. Bu da tercih edilmesinde önemli rol oynuyor. Spot peeling’in etki alanları arasında yüzde oluşan lekeler, cilt yaşlanması (anti-aging), sivilce ve yara izlerinin giderilmesi sayılabilir.
Dermabrazyon: Dermabrazyon, cildin üst katmanlarını aşındırarak yüzdeki pürüzleri düzeltmek için yüksek hızda dönen metal fırça ya da törpü kullanılır. Kırışık, güneş lekeleri, pigmentasyon problemleri ve akne izleri tedavisinde uygulanır. Hem lokal hem de genel anestezi altında yapılabilir. Aşınma 7 ila 14 gün içinde iyileşir.
Hafif ve orta dereceli erken yaşlanmalarda kullanılan diğer bir teknik ise mikrodermabrazyon’dur. Bu teknik daha küçük alanlara uygulanır ve cilt hafifçe aşındırıldıktan sonra vakum tüpü aracılığıyla yeni hücre oluşumu hızlandırılır.
Karbondioksit Fraksiyonel Lazer: Karbondioksit fraksiyonel (CO2) lazer, yaşlanmış derinin rejuvenasyonu ve çok sayıdaki deri lezyonunun tedavisi için oldukça güçlü bir araçtır. Cerrahi ve non-ablatif metotların tavsiye edilmediği erken yaşlanma problemlerinin çoğunda etkili ve güvenli bir yöntemdir. Karbondioksit fraksiyonel lazer, ürettiği infrare ışık sayesinde “su” molekülünü hedefleyerek, doku kontraksiyonu ve kollajen üretimine neden olurlar.
Karbondioksir fraksiyonel lazer, uygulandığı cilt yüzeyinde otomatik boşluklar bırakmaktadır. Tüm yüzeyi etkilemeden, yüzeyin uygun görülen yüzdesi kadarını etkilemektedir. Ayrıca karbondioksit fraksiyonel lazer, dokudaki suya tutunarak uygulandığı dokuyu buharlaştırmakta ve etkilenme derinliğini kontrol edilebilmektedir. Bu yöntemin sağladığı faydalar şunlardır:
· Doku, klasik lazerlerdeki gibi tamamıyla tahrip olmadığından aşırı doku reaksiyonu oluşmamaktadır.
· Daha az ağrılıdır.
· Enfeksiyon ihtimali düşüktür.
· Düşük risklidir.
· İşlem sonrası iyileşme süresi kısadır.
Karbondioksit fraksiyonel lazer, iz tedavilerinde, cilt çatlaklarında ve cilt gençleştirmede bilinen en yeni teknolojilerdendir. Karbondioksit fraksiyonel lazer:
· Cilt gençleştirme,
· Kırışıklık ve lekelerin giderilmesi ve
· Yara izi
tedavisinde kullanılır.
Karbondioksit fraksiyonel lazer cilde iki şekilde etki eder. Birincisi cildi soyarak yeni deri oluşumunu sağlar. Bu sayede cildin yenilenmesi gerçekleşir. İkinci etki daha derindedir. Derinin derin tabakalarına kadar ilerleyen lazer ışını burada kollajen yapan hücreleri uyarır ve derideki kollajen miktarını arttırıcı yönde etki sağlar. Artan yaşla birlikte derimizdeki kollajen miktarının azaldığını düşünürsek lazerin bu etkisi cilt sağlığı için çok önemlidir. Kollajendeki artış aynı zamanda ciltte lifting etkisi yaratır. Gözenekleri sıkılaştırır. Tüm bu etkiler bir bütün halinde cildin gençleşmesine katkıda bulunur.
Kliniğimizde karbondioksit fraksiyonel lazer tedaviden 60 dakika önce ağrı hissini gidermek için ağrı önleyici krem uygulanır. Bu krem oldukça etkilidir ve hastanın rahatlığı açısından gereklidir.
İşlem uygulanacak bölge ve amaca göre 20-30 dakika arasında sürer. Lazer ışınının zararlı etkilerinden korunmak için özel göz koruyucuları kullanılmalıdır. İşlem sırasında hastayı rahatlatmak için soğuk hava uygulanır. İşlemden sonra uygulanan nemlendirici kremler ve soğuk tamponlar yaklaşık 30 dakika içinde hastanın tamamen rahatlamasını sağlar. Evde ilk birkaç gün reçeteli kremlerle ve soğuk kompreslerle cildi rahatlatmak gerekebilir. İlk 3-4 gün belirgin olan kızarıklık gider ve cilt yenilenmeye başlar.
2-Botoks
Yüzde; göz kenarları (kazayağı), alnın ortası veya tüm yüzde oluşan kırışıklıkların tedavisinde kullanılan etkin bir yöntem. Yıllardır ‘’tik’’lerin ve nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan botox, son yıllarda estetik operasyonlarda da sıkça kullanılıyor. Dermatoloğun ilacı istenilen bölgeye enjekte etmesiyle uygulanan botox’un etkisi 6 ay kadar sürüyor. Botox estetik amaçlı kullanımının yanı sıra; koltukaltları, el ve ayaklarda görünen aşırı terlemenin giderilmesinde de kullanılıyor.
Botoks kimlere yapılabilir?
Botulinum toksine, 65 yaş altı yetişkinlerde kırışıklık tedavisinde kullanılması için Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilmiş, estetik bir operasyondur. Botoks enjeksiyonları; yüzde ve boyunda, alın ve kaş arasındaki kırışıklıkları engellemek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Botulinum toksin ayrıca şaşı göz, anormal boyun ve omuz küçülmeleri ve ses telleri spazmlarını engellemek için de kullanılan tedavi teknikleri arasındadır.
Botoks uygulamasından nasıl sonuçlar alınır?
Birçok insanda Botoks enjeksiyonu, tedaviden 72 saat sonra kırışıklıkları kısmen veya tamamen düzleştirmektedir. 50 yaşın altında olan insanların %85’inde, 50 ila 65 yaş arası yetişkinlerin %75’inde olumlu sonuçlar vermektedir. Ancak alınan sonuçlar geçicidir ve genel olarak sadece 3 ila 4 ay kadar sürer. Etkisini devam ettirmek için 3 ila 4 ay arasında yeniden enjeksiyon yaptırmanız gerekir. Botoks’un dozu, cildinizdeki kırışıklığın durumuna göre genellikle operasyon sırasında ayarlanır.
Botoks’un diğer yöntemlere göre avantajları nelerdir?
Botoks enjeksiyonları kırışıklıkları azaltma ve yüzünüzü daha genç göstermek için yapılan diğer işlemlere göre (kimyasal maddelerle deri soyma, lazerle deri soyma, deri gerdirme vb.) daha kolay ve daha az acılıdır. Enjeksiyonun etkilerinin yalnızca birkaç ay sürdüğünü unutmayınız. Aynı etkiyi sürdürmek için yılda birkaç kez enjeksiyon yaptırmanız gerekir.
Botoks’un yan etkisi var mıdır?
Botoks’un yaygın bir yan etkisi tespit edilmemiştir. Tedavi yapılan bölgede sıvı damlaması görülebilir, bu yüzden botoks uygulanmış bölgeyi tedaviden sonra 12 saat boyunca ovalamamak gerekir. Ayrıca tedaviden sonraki bir saat uzanır pozisyonda kalmanız rahatlamanızı sağlar.
Kimler botoks yaptırmamalı?
Hamile, emziren anneler ve sinirsel sorunları olan hastaların botoks yaptırmamaları gerekir. Ayrıca botoks yaptırma kararı alan her bireyin bunu doktor kontrolünde gerçekleştirmesi gerekir.
3-Cilt Altı Enjeksiyonları
Botox yapılan bölgenin altında kalan özellikle burun, çene arasındaki bölgede ve tüm yüzde görülen kırışıklıkların giderilmesinde kullanılıyor. Bu kırışıklıklar oluşmadan önce de kullanılması önerilebiliyor. Uygulanan tedavi ile cilt altındaki elastik lifler canlanıyor ve gerginleşiyor. Bu sayede kırışıklıkların oluşması geciktiriliyor.
Estetik İçin ‘’Küçük Bir Mola’’
Kadın, erkek herkesin ortak sorunu, zaman… Hayat, iş ve ev arasındaki günlük koşuşturma içerisinde geçip gidiyor. Hal böyleyken her aynaya baktığımızda kendini hatırlatan estetik sorunlarımızın çözümü için zaman ayırmak mümkün olmuyor. Oysa iş çıkışı ya da bir öğle vakti kendiniz için küçük bir mola vererek, daha genç ve güzel görünüm kazanabilirsiniz. Üstelik bu estetik uygulamalar sonrasında eve kapanmanıza ya da işinizden uzak kalmanıza da gerek yok. Peki, hangi uygulamalar nasıl yapılıyor diye düşünüyorsanız, işte bu uygulamalardan bazıları…
Birinci bölge: Bu bölge gözlerin altından başlıyor ve yüzü içine alıyor. Operasyonda derinin orta tabakasına vitamin karışımları ya da somon balığı DNA’sı küçük dozlar halinde ve özel enjektörlerle veriliyor.
Peki, neden somon balığı DNA’sı kullanılıyor?
Zaman içinde DNA bozulunca insanlarda yaşlanma hızlanıyor. Dış etkenler, stres, sigara ve güneş ışınları bu bozulmayı çabuklaştırıyor. Hücrelerin kendini yenileme ve onarma yeteneği azalıyor. Somon balığı DNA’sı insan DNA’sına en çok benzeyen DNA olduğu için tercih ediliyor. Somon DNA’sı yalnız kullanıldığı gibi vitamin enjeksiyonlarıyla da kombine edilerek uygulanabiliyor. Tedaviyi hiçbir yan etkisi yok.
Derinin orta tabakasında bulunan kılcal damar uçlarından verilen karışım kırışığın giderilmesi, cildin sıkılaştırılması ya da gergin ve parlak görünmesi istenen bölgeye hızla gidiyor, etkisini gösteriyor.
Doktor tarafından verilen protokole uygun, aksatmadan uygulanan seanslar sonunda cilt çok daha gergin, parlak ve kırışıklıklardan arınmış hale geliyor. Ağrısız olan tedavi önce sık daha sonra aylık seanslar halinde uygulanıyor.
İkinci bölge: İkinci bölge ise göz hizasından yukarıdaki bölge için uygulanıyor. Uygulama için botox kullanılıyor. Zamanla yüzde oluşan dinamik kırışıklıkları, çizgileri azaltan botox, basit bir cerrahi uygulama. On dakikalık bir uygulama ile kırışıklıklara yol açan kaslar 4-6 ay kadar kalıcı oluyor.
Etkisi ne zaman görülüyor?
Botox 3-7 gün arasında etkili olmaya başlıyor. Kolay, hızlı ve iyileşme süresi gerektirmeyen bir uygulama olduğu için yaptıran kişi uygulama sonrasında işine, günlük hayatına dönebiliyor.
Botox uygulanan bölgeler:
-Kaş arası (Kaş Çatma)
-Kaz ayakları (Göz Kenarları)
-Alın kırışıklıkları
-Kaşı kaldıran kaslar
4) Dolgular
Ciltteki kırışık, oluk ve oyukları doldurmak için cildin altına enjekte edilir. Hastanın kendi (otolog) yağı da dahil olmak üzere birçok dolgu maddesi kullanılabilir. Dolgu işleminden önce alerji testi yapılması gerekir. Tecrübesiz ellerde çok ciddi zararlar verebilen riskli bir tedavi yöntemidir, sadece uzman dermatologlar ve plastik cerrahlar tarafından uygulanmalıdır.
Natural dolgu uygulamaları nasıl yapılır?
Kollajen tedavisi, dudak, ağız kenarı ve alın gibi kırışıklıkların görünmeye başlayıp yenilemeye ihtiyaç duyan alanlara uygulanır.
Kollajen enjeksiyonları güneşten zarar görmüş veya yaşlanan cildin gençleştirilmesinde kullanılabilecek en doğal yöntemlerden birisidir. Derinizde birçok tabaka mevcuttur. Dış tabakanın hemen altında (epidermis) ikinci tabaka olan dermis vardır. Bu tabakada kan damarları, sinirler ve kıl kökleri mevcuttur; fakat daha çok da kollajen adı verilen bir proteinden oluşur. Kollajen, fiber ağıyla hücre ve kan damarlarının gelişmesine yardımcı olan kilit destek yapısıdır. Kollajen ayrıca kıkırdak, diş ve kemiklerde bulunur. Şimdi yaşlanma belirtilerini yok etmek, yaraları doldurmak, yüzünüzün hacmini geliştirip görünüşünü geliştirmek gibi birçok amaçla çeşitli kollajen dolguları kullanılıyor.
· Kollajen dolgular ya insan ya da inek (büyükbaş) gibi hayvanların derisinden elde edilir.
· İnsan kaynağından elde edilen enjekte edilebilir kollajen formüller.
Arınmış büyükbaş kollajenleri insanlardan elde edilen kollajenden farklı olarak alerji testi gerektirir.
Melez kollajen türleri. Bu, büyükbaş hayvan kolajeni ve küçük küreler olan homojen polimetil metakrilat mikrosferin bir karışımıdır. Bu kürecikler yalnızca istenen görünüşü sağlamaz ayrıca doğal kollajen üretimini de hızlandırır.
Kollajen dolgular için kilit kaynak kendi vücudunuzdur. Otolojen kendi vücudunuzdan gelen kollajen olup bir önceki işlemde alınıp sıvı formunda işlenir. Karın sıkılaştırma ameliyatı veya cildinizi alınmasına neden olan başka bir ameliyatınız varsa vücudunuz kollajen almak üzere kullanılabilir. Sonra sterilize edilir ve tekrar enjeksiyona hazırlanır. İşlenen sıvı kollajeniniz güvenli bir biçimde beş yıl boyunca saklanıp ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilir.
İzolajen enjeksiyonu da kendi derinizden alınan bir kollajendir fakat bir laboratuvarda klonlanır ve sıvı formuna geçirilir. Bir silgi boyutundaki cilt parçası tek ihtiyaç duyulan şeydir. Bu parça laboratuvara gönderilir ve birkaç hafta içinde cerrahınıza geri gönderilir. İki haftalık aralıklarla en az üç enjeksiyon tavsiye edilir. İlk enjeksiyon kırışıklıklarınızı yüzde 15 oranında giderecek, ikincinin etkisi yüzde 35 ve üçüncüsünün etkisi yüzde 70 olacaktır. Canlı hücreler enjekte edildiği için, gelişim enjeksiyondan aylar sonra de ilerlemeye devam edebilir.
Son bir seçenekse insan kadavra derisinden alınıp sterilize edilen, arıtılan ve sıvı formuna dönüştürülen dermalojendir. En iyi sonuçları elde etmek için bir ila iki aylık aralıklarla iki üç kollajen enjeksiyonu tavsiye edilir.
Anti-Aging Tedavi Yöntemleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Güneşin yaşlanma etkileri ile mücadele için peeling’ten (cilt soyma) lazere kadar birçok tedavi yöntemi var. Ayrıca güneşin hasarlı etkilerini azaltmak cilt kanserine yakalanma riskini azaltır.
Güneş yıllar içinde cildinizde hasar bırakır. Erken yaşlanma cildinizdeki hasarın ilk işaretidir, sık güneşe maruz kalma cilt kanserine yol açabilir. Neyse ki cildin daha genç görünmesini sağlayan tedavilerin birçoğu, aynı zamanda cilt kanserine yakalanma riskini de azaltır.
En önemli yöntem: Önleme
Her gün güneş koruyucu krem kullanmalısınız. En az 15 SPF’lik güneşten koruyucu krem ile cildinizi hem koruyabilir hem de nemlendirebilirsiniz. Böylece erken yaşlanma ve cilt kanseri riskini azaltabilirsiniz.
Retinoidler: Retinoidler, güneş ışıklarının etkisi ile erken yaşlanma tedavisi için en etkili buluştur. A vitaminin sentetik türevleri, ciltteki renk değişikliklerini, elastik doku dejenerasyonunu ve ince kırışıklıkları elastik liflerin üretimini artırarak düzeltir. Ciltte genç görünümünü sağlamanın yanı sıra retinoidler tümörün büyümesini engeller ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Düzenli Retinoid kullanarak aktinik keratoz sayısını ve boyutunu azaltabilirsiniz. Dermatolog kontrolünde kullanılması gereken reçeteli ilaçlardır. Yanlış kullanımda ciltte tahriş, kuruluk ve güneşe aşırı hassasiyet oluşturabilir.
Lazerler: Lazerler, cildin hasar görmüş üst tabakasını yok edip alttaki kırışıksız ve pürüzsüz cilt tabakasını ortaya çıkarmak için kullanılır. Özellikle göz çevresindeki hassas bölgeler için idealdir. Yeni cilt tabakasını ortaya çıkıncaya kadar tedavi birkaç hafta sürebilir ve ciltte hafif tahrişlere neden olabilir. Koyu tenli kişilerde kalıcı pigmentasyon kaybı yaşanabilir. Lazerler, aktinik keratoz tedavisinde de kullanılır.
IPL lazer yeni bir teknoloji olup yoğunlaştırılmış ışık atımları ile izleri ve lekeleri soldurur, kılcal damar çatlaklarını giderir ve kollajen artışını hızlandırır. Uygulama sonrasında ciltte hafif bir tahriş oluşabilir. Birkaç seans içinde etkisi görülmeye başlansa da tam olarak etkisi 6 ay sonra görülür.
Cildin Yaşlanmaması İçin Yapılması Gerekenler
Yüzünüzün yaşınızı ne kadar yansıttığı genetik ile hayat tarzının birleşimine bağlıdır. Bazı kişilerin cilt karakteri, tonu ve gevşekliği bakımından genetik olarak daha yavaş yaşlanır. Sigara içmek, solaryum, güneşe maruz kalmak dahil bazı hayat tarzı faktörleri derinin yaşlanma hızını artırır. Güneş hayatın ilk yıllarından itibaren iz bırakmaya başlar.
20’li yaşlarda
Tüm yaş grupları için 1 numaralı yaşlanma karşıtı iksir elbette güneş losyonudur. Henüz çok fazla güneş hasarı izi olmayan 20’lerindeki kişiler için günlük losyon uygulamasını atlamak çok önemli gelmeyebilir. Ancak güneş losyonuna ne kadar erken başlarsanız hasarı o kadar çok önleyebilirsiniz. Eğer sabah rutininizde ekstra bir adımdan kaçınmak istiyorsanız, SPF 15 ya da daha yüksek bir güneş koruması içeren bir nemlendirici ya da makyaj malzemeleri kullanın.
30’lu yaşlarda
30’larındaki kişiler genellikle ciltlerinin daha sağlıklı, daha ışıltılı ve daha düz renkli kalması üzerine endişelidir. Güneşe maruz kalmaktan dolayı daha fazla kahverengi leke fark edebilir ya da ciltlerinin daha soluk göründüğünü fark edebilirler.
Deri rengini iyileştirmenin bir yolu da retinol ve alfa-hidroksi asitler içeren ürünleri tercih etmektir. Bu ürünler reçetesiz olarak satılmaktadır ancak daha güçlü solüsyonlar için reçete gereklidir. Daha çarpıcı sonuçlar için kimyasal soyma işlemleri cildin daha düz, daha ışıltılı ve hatta daha canlı görünmesini sağlayabilir.
Daha erken yaşlarda sahip olduğunuz ışıltı ve parlaklığı zamanla hücreleriniz eskisi kadar sık yenilenmediği için kaybedersiniz. Kimyasal soyma derinin pul pul soyulması işlemine destek olabilir. En üstteki yaşlı hücrelerin pul pul atılmasını sağlayarak parlaklık ve ışıltının görünmesine izin verir.
Bu cilt rengi değişimlerinin yanı sıra 30 yaşlarındaki kişiler ilk kırışıklıklarını da fark edebilirler. İnsanların çoğu 20’lerinin sonlarında ya da 30’larının başında gözlerinin çevresinde ince kırışıklıklar görmeye başlar. Kaşlarının arasında kat çizgisi görmeye başlarlar. Bu yaş grubunda üst yüzlerindeki çizgileri botoks enjeksiyonları ile yumuşatmak istemeyenlerin sayısı çok da az değildir. Botoks, kaşlarının arasındaki çizgilerden, alınlarındaki yatay çizgilerden ve kaz ayaklarından rahatsız olmaya başlayan herkes için uygun bir tedavidir. Yalnız emziren ya da gebe kadınlar için uygun değildir.
40’lı yaşlarda
40’larınızda her şey ortaya çıkar. Cildiniz daha mattır, eskisi gibi pürüzsüz ve parlak değildir. Güneşe maruz kalmayla ilişkili daha fazla pigmentasyon sorunu olur. Göz çevresinde, alında ve ağız çevresindeki çizgiler hakkında şikayetler ortaya çıkar. Ağız kenarları biraz daha aşağı kıvrılmaya eğilimlidir, bu da yüzün üzgün görünmesine yol açar. Dudaklar küçülür. Deri sarkmaya başlar.
Ancak bunları olduğu gibi kabul etmeniz gerekmiyor. Cilt rengini eşitlemek için kimyasal soyma, göz çevresindeki kırışıklıklar için botoks ve ağız çevresindeki çizgiler için kollajen ya da hyaluronik asit kullanabilirsiniz. Küçülen dudaklar büyültülebilir. Sarkan cilt için ameliyatsız cilt sıkılaştırma tedavilerine başvurabilirsiniz.
50’li yaşlarda
50’lerinizde, 40’larınızda olan her şey daha da derinleşmiş ve yoğunlaşmıştır. Yanaklardaki ince çizgiler sorun olmaya başlamıştır. Burundan dudağa doğru ya da dudağınızın kenarlarından aşağı uzanan çizgiler, kukla çizgileri, daha da derinleşir. Yaşlılık lekeleri daha yaygındır.
Yüzde ve ellerde yaşlılık lekeleri ağartıcı ajanlarla, kimyasal soymayla, lazerlerle ya da sıvı nitrojenle tedavi edilebilir. Güneş losyonu kullanmak yeni lekelerin oluşumunu önleyebilir. Çizgiler için botoks ve doldurucu ürünler etkin bir seçenek olsa da lazer cilt yenileme daha çarpıcı sonuçlar sunabilir. Yüzeysel ya da “non ablatif” lazer tedavileri kollajen oluşumunu uyarabilir ve cildi uzun iyileşme dönemleri olmadan gençleştirebilir. Bu tedavilerden bir dizi yaptırmak yanaklardaki, üst dudaklardaki ve gözaltındaki ince çizgileri yumuşatabilir.
Derin kırışıklıkları ve şiddetli güneş hasarı olan kişiler daha agresif karbondioksit (CO2) lazer cilt yenileme düşünebilir. Bu teknik derinin dış tabakasını buharlaştırmak için yüksek enerjili lazer ışını kullanarak alttaki canlı deriyi açığa çıkarır. İyileşmeden birkaç hafta sonra hastada genellikle daha sıkı bir cilt, daha az kırışıklık ve daha az renk bozulması olur.
60’lı yaşlarda
60’larındaki ve daha ileri yaştaki insanların ciltleri çoğunlukla krep gibi ya da çakıllı görünebilir, gevşek ve sarkık olabilir. Bu yaştaki açık tenli insanlarda, gözlerde ve ağız bölgesindeki kırışıklıkların yanı sıra kremli sarı renk bozulması yaygındır. Yanaklardaki kırışıklıklar hakkında çok daha fazla şikayet başlar. Dolgu ürünleri bu çizgileri yumuşatabilir.
40’larında ve 50’lerindeki yaşlanma gençleşme stratejileri 60’lar için de işe yarar. 60’lar tüm bunları yapmakla geçen yıllardır. Bugün altmışlar, bundan önceki nesilde olduğu gibi değildir. İnsanlar çalışmaya devam etmekte ve 60’larında daha iyi görünmek istiyorlar.
Her Yaşta
Eğer cildinizin yaşlanma biçiminden mutsuz iseniz, güneş losyonu sürmeye başlayın, bronzlaşmaktan kaçının ve sigarayı bırakın. Daha sonra dermatoloğunuz ile hangi işlemlerin sizin için uygun olduğunu görüşün. Zamanı bir noktaya kadar geri alabilir ve cildiniz gençleştirebilirsiniz.
Zamanı geriye almak artık ameliyat gerektirmiyor. İnsanların kendilerini rahatsız eden problemleri düzeltmek için artık pek çok seçeneği var. Bu seçenekler artmaya devam etmektedir ve ürünler artık geçmişte olduklarından daha güvenli, daha iyi ve daha çok yönlüdür.